Haber

Samsun Tabip Odası Başkanı Çadır: “Kızamık salgınından korunmanın yolu aşı olmaktan geçiyor. Aşıyı zorunlu kılmak için yasal adımlar atılmalı”

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

SamsunTabip Odası Başkanı Dr. Faysal Çadır, “Tüm toplumu ilgilendiren sağlık sorunlarının çözülmesi ve aşının zorunlu hale getirilmesi için gerekli yasal adımlar süratle atılmalıdır. Kızamık salgını çok yakınımızda, kapımızın eşiğinde. Borcumuzdur. bebek ve çocuklarımızın kızamık salgınına karşı hazırlıklı olmalarını ve önlem almalarını isteyerek, “Kendinizi korumanın tek yolu aşı olmaktır” dedi.

Kızamık vakalarındaki artış nedeniyle dün Samsun Tabip Odası Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri açıklama yaptı. Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Faysal Çadır, ” Deprem Bölgelerdeki ASM ve sağlık birimlerinin fiziki yapı ve personel eksiklikleri süratle giderilmeli, gezici aşılama birimleri devreye alınmalıdır. Kontrolsüz ve aşısız mülteci ve mevsimlik işçi sevkleri kontrol altına alınmalı ve süratle aşılanmalıdır. Sağlık otoritesi, aşı karşıtı muhaliflerin söylemleri nedeniyle kamuoyunda oluşan aşı kararsızlığına karşı bilgilendirici bilgileri hızlı ve etkili bir şekilde kullanmalıdır.

“VİRÜS BULAŞMA RİSKİ ÇOK YÜKSEK”

Faisal Çadır dedi ki:

“Kızamık hastalığı insandan insana damlacıkların solunması ile bulaşıyor ve yüzde başlayıp tüm vücuda yayılan ateş, öksürük, burun akıntısı, göz kızarıklığı, bazen ishal ve kızarıklıklar ile kendini gösteriyor. bu virüs o kadar yüksek ki kızamık olan bir kişiye kapalı.Bir ortamda aşılanmamış bir bireye 1-2 saatte bulaştırma riski yüzde 90 kabul ediliyor.Türkiye’de son yıllarda özellikle kızamık vakaları hızla artıyor 2023’ün ilk 4 ayında 1440 kişiye kızamık teşhisi kondu ve 242’si hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.Kızamık teşhisi konulan hastaların tamamının 1 yaşın altında, yarıdan fazlasının ise kısa sürede tespit edildi. 1-4 orta yaş arası aşısızdı.Kızamık ölüm oranı tüm yaş grupları dikkate alındığında binde 6 olarak kabul edilirken, alt yaş gruplarında bu oran çok daha yüksek.Hastalığa bağlı 2 kızamık vakası Salgının başlangıcını müjdelemeli ve salgın çabasına hızla başlanmalıdır. Aile, hasta kişiyi sağlıklı olandan ayırmalı ve hızlı bir şekilde sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Sağlık kuruluşunun da gerekli önlemleri alması ve hasta kişiyle yakın teması olan tüm bireyleri ilk 72 saat içinde aşılaması gerekiyor.

“SAĞLIKLI TAKİP VE AŞI YAPILAMAZ”

Nadir de olsa kızamık aşısının kontrol edilebilir, tehlikeli olmayan yan etkileri olabilir. 6-12 gün içinde yüzde 5-15 oranında ateş artışı yüzde 5 döküntü görülebilir. Hızlı müdahale ile yan etkiler kontrol altına alınabilir. Ülkemizde kızamık salgınının risk nedenleri şunlardır; Bağışıklama oranı yüzde 95’in altına düşmüş, birinci basamak sağlık hizmeti koruyucu hekimlikten tedavi edici hekimliğe evrilmiş, işçi açığı nedeniyle aşılama çalışmaları yeterli düzeye çıkarılamamıştır, artan enfeksiyon nedeniyle bulaşma riski artmaktadır. deprem bölgesindeki toplu barınma ve sarsıntı bölgesinin karmaşıklığı. Takip süreçlerinin yürütülememesi, hasta kişilerin düzenli bir şekilde ayrıştırılmaması, aşılama aksiliklerinden dolayı aşılama kararsızlığının artması, mültecilerin ve mevsimlik işçilerin denetimsiz sevk edilmesi, takip ve aşılamanın sağlıklı gerçekleştirilememesi .

“Salgına yakalanmamak için ne yapılmalı?”

Konular ve bilgiler sağlık otoritesi tarafından şeffaf bir şekilde paylaşılmalı, sorunun değerine göre hızlı adımlar atılmalıdır. Etkilenen bölgelerde 9 ay ile 15 yaş arasındaki herkese 1 doz aşı yapılmalıdır. Kızamık aşıları, hadisenin olmadığı bölgelerde tam aşılanmamış bebeklere 9. aydan itibaren yapılmalıdır. İkinci doz aşıların uygulanmasına özellikle dikkat edilmelidir. Aşılama 48 aya indirildikten sonra tüm Türkiye’de aşılanan okul öncesi ve okul çağındaki 2 milyon aşısız çocuğun bir an önce aşılanması gerekiyor. ASM’lerdeki hemşire ve ebe açığı hızla giderilmeli, ihtiyaç duyulan bölgelere 1 doktor ve 1 hemşire uygulaması dışında destek elemanı sağlanmalıdır. Tüm döküntü olayları kızamık yönünden değerlendirilmeli ve numune alınmalıdır. Hasta kişilerin muayenesi sırasında bulaşmayı önlemek için sağlık çalışanları mutlaka kızamığa karşı aşılanmalıdır. Aşılama sadece vatandaşların uygulamasıyla sınırlı kalmamalı, saha ziyaretleri yapılmalı, bölge bazlı çalışmalar yapılmalı, taşınabilir aşılama istasyonları ile aşılama oranı kısa sürede artırılmalıdır. Deprem bölgesinde bulaşma riskini azaltmak için kontrolsüz yaşamın önüne geçilmeli, sağlık kontrolleri daha sık yapılmalı, hastalar hızla ayrılarak tedavi edilmeli, salgın stratejisi doğrultusunda aşılar yapılmalıdır. Deprem bölgelerindeki ASM ve sağlık birimlerinin fiziki yapısı ve çalışan eksiklikleri süratle giderilmeli, taşınabilir aşı üniteleri devreye alınmalıdır. Denetimsiz ve aşısız mülteci ve mevsimlik işçi transferleri hızlı bir şekilde kontrol altına alınmalı ve aşılanmalıdır. Aşı geri dönüşü telaffuzu nedeniyle halkta oluşan aşı tereddütüne karşı sağlık otoritesi bilgilendirici bilgileri hızlı ve etkili bir şekilde kullanmalıdır. Tüm toplumu ilgilendiren sağlık sorunlarının analiz edilmesi ve aşılamanın zorunlu hale getirilmesi için gerekli yasal adımlar süratle atılmalıdır. Kızamık salgını hemen köşede, kapımızın eşiğinde. Kızamık salgınına karşı hazırlıklı olmak ve önlem almak bebek ve çocuklarımıza borcumuzdur. Kızamıktan korunmanın tek yolunun aşı olmak olduğu bilinmelidir.

Kaynak: ANKA / Yerel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu